7 Nisan 2012 Cumartesi

Ölümsüzlerin Öyküsü..

Öyle masallar vardır ki, gerçek hayattan daha gerçektir..

Yüz milyonlarca yıl önce, taşlar taş, kıtalar kıta, denizler deniz olmadan evvel, herşeyin sonsuz ve kalıcı olduğu Işık Dünyası'nda yaşayan ölümsüzler bir gün dünyamıza geldiler..Gelenlerin sonuncusu Mutluluk'un yanı sıra, Güzellik, Özgürlük, Zenginlik, Güç ve Akıl dünyamıza gelen sayısız ölümsüzlerden sadece bir kaçıydı. Yeryüzüne iner inmez her biri Mutluluk'un sayısız ellerinden birini tutarak mutlu mutlu dünyamızı keşfe çıktılar..

Ama kısa bir süre sonra ne olsa beğenirsiniz? Dünyamıza onlardan çok önce gelmiş olan Ölüm Meleği'yle karşılaştılar. Ölümsüzlerin bizim dünyamızda her şeyin öldüğünü fark etmeleri uzun sürmedi ve Ölüm Meleği'nden korkarak birer birer Işık Dünyası'na geri döndüler. Ölümsüz oldukları için Ölüm Meleği canlarını alamazdı aslında, ancak Akıl'a danıştılar ve Akıl onlara yine de temkinli davranmalarını önerdi.

Akıl'ın tavsiyesine uyup dünyamızı ilk terkeden Mutluluk oldu. Onun için bu dünyada bildiğimiz her mutluluk Mutluluk'un kendisi değil, onun dünyamızda dolaşırken geride bıraktığı kokusudur. Mutluluk'un ardından, Güzellik, Zenginlik, Özgürlük gibi diğer ölümsüzler de dünyamızı terk ettiler, her biri geriye sadece kokularını bırakarak.

İşte bu yüzden, bu dünyada sürdüğümüz her koku gibi, her akıl, her zenginlik, her güç, her özgürlük, her güzellik, her mutluluk zamanla uçup gider. Çünkü ölümsüzlerin kendileri değil, kokularıdır onlar yalnızca.

Ama bütün ölümsüzler Ölüm Meleği'nden korkmalarına rağmen, içlerinden biri ona aşık oldu ve Akıl'ın bütün uyarılarına rağmen dünyamızdan ayrılmayı reddetti.

Ölüm Meleği'ne aşık olan o ölümsüz hala aramızda.. Yeryüzünün dört bir yanında hiç durmadan dolaşıyor ve dokunduğu herşeyi ölümsüz kılıyor. Herşeyin uçup gittiği bu dünyada o ölümsüz ile her şey kalıcı olabilir. Çünkü ölümsüzlüğün şifresi onun yumuşak ellerinde yazılı.. O yüzden bu ölümsüzü bulabilirseniz, içinizden önce su, sonra ışık fışkırır. Ve gün doğmadan bakmışsınız, her biriniz birer ölümsüz olmuşsunuz.

Sev.. Sadece Sev.. Ama hiç bir karşılık beklemeden sev. Aileni sev, arkadaşlarını, dostlarını sev, denizi, martıları, rüzgarı sev.. Taşı, toprağı, yağmuru.. Kim olduğu, ne olduğu önemli değil, sadece sev. En büyük mucize karşılıksız, bencil olmadan sevebilmektir. Tanrı'nın tutkusu budur. Tanrı sevgidir!

Sevgi'nin sayısız yüzü vardır. Işığın kaynağı sevgidir..

Hayatın Işıkları Yanınca..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder